Vicdan nedir?

Sözlük anlamlarına bakacak olursak:

Kişiyi kendi davranışları ve ahlak değerleri üzerinde kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.

Kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümlülüğünü de veren içsel güç.

Ahlaksal bilinç.

İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın ne olduğu üzerindeki duygu, içten bilme.

Felsefi açıdan ise;

vicdan kişiye iç huzuru veya sıkıntısı vererek uyaran bir yetenektir.

Özetle, kişinin iyi ya da kötü, ahlaklı ya da ahlaksız olmasını etkileyen manevi his.

İnsanın kendi içsel rehberi (yol göstericisi) olan vicdanın akıl ve kalp ile birlikte bulunması gereklidir. Akıl, vicdan ve kalp birbirini tamamlarken, insanı insan yapmaya önemli katkı sağlar.

Akıl insanın düşünmesini & anlamasını sağlayan yetisidir.

Vicdan doğru değerlendirme yapabilmesinin gereğidir. Kalp kan akışını sağlayan hayati organımız olmanın yanında sevginin & duyguların merkezi olarak görülür.

Şimdi gelelim asıl soruya, "Vicdan doğuştan mı gelir, sonradan mı kazanılır ?"

Metafizik anlayışta vicdanın doğuştan geldiği savunulurken, vicdanın sonradan oluştuğunu savunan anlayışlar da vardır.

Ahlaki değerlerin oluşmasında ailenin ve çevresel faktörlerin önemi yadsınamaz. Bu nedenle bireyin vicdanının sonradan şekillendiğini söyleyebiliriz diye düşünüyorum.

Atamızın bu konuyla ilgili bir sözünü (vasiyetini), gerçekleşmesini dileyerek hatırlamadan geçemeyeceğim.

"Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenizi ister."

Mustafa Kemal Atatürk

25 Ağustos 1924

Vicdanlı bireylerin oluşturduğu toplumlarda "toplum vicdanı" na kulak vermek de son derece değerli olsa gerek. Ve tabii toplum vicdanının işlediğini görmek o toplum için önemli bir mutluluk sebebi olabilir.

Çocuklarımızı vicdanlı bireyler olarak yetiştirebilmemizi, çevremizde büyük oranda vicdan sahibi yetişkinler görebilmemizi tüm kalbimle diliyorum.

Sevgilerimle,