Emek her yerde, her şeyde, görebilene...

Emek her yerde, her şeyde, görebilene.

Yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız, kullanmadığımız, dokunduğumuz, dokunamadığımız, seyrettiğimiz, okuduğumuz, kısacası hayatın içindeki her şey bir emeğin sonucudur.

Bir çiçek, bir hayvan, bir insan emekle büyür & emekle yaşar.

Bir iş yeri, bir iş, bir ürün, bir hizmet, bir bahçe, bir tarla, üretim emekle olur.

Bir sanat eseri yaratıcılık ve emekle ortaya çıkar.

İlişkiler emek ister, emek ve çaba ile devam eder.

Emek dendiğinde ilk akla gelen söz:

"Emek olmadan yemek olmaz."

Atasözü

Sözlük anlamına bakacak olursak, emek:

1. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, mesai, zahmet.

2. Uzun ve yorucu, özenli çalışma.

3. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci.

Emek vermek, emek harcamak önemli.

Bir o kadar da önemli olan; emeğin görülmesi, takdir edilmesi, karşılığının verilmesi, kıymetinin bilinmesi.

Emek verdiğin şey değerlidir.

Ayrıca, değer verdiğin her şeye emek harcarsın.

Emek vermek yetmez, verilen emeği de görmek ve ona da saygı duymak gerekir.

Bir bütünün parçaları olarak hepimiz birbirimizin emeğine az ya da çok ihtiyaç duyarız.

Bence temel prensip burada da geçerli: "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına da yapma."

"Kimsenin emeğini görmezden gelme, küçümseme."

Olumlu bir şekilde ifade edecek olursak: "Emekleri gör ve saygı duy."

Emek dendiğinde söylenecek çok şey var elbette. Bugünlük bu kadarı yeter.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun.

İşine saygı duyarak iyi yapan tüm emekçilere saygıyla...