Anlaşılmak ya da Anlaşılmamak
- Anda Zen
- 12 Nis 2021
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Nis 2021
Anlaşılmak ya da anlaşılmamak, olmak ya da olmamak gibi.
Hayattaki en önemli konulardan biri de anlaşılmak olsa gerek.
Anlamaya çalışmak, iletişimin kalitesini de doğrudan etkiler şüphesiz.
Bu nedenle yaşam boyu kendimizi, düşüncelerimizi anlatma çabamız da sürer gider.
Lâkin anlaşılmak sadece bizim anlatma kabiliyetimize bağlı değildir. Karşı tarafın anlama yetisi, algıları, geçmiş yaşam deneyimleri, dinlemesi, odaklanması, anlamak istemesi ve daha pek çok şey etkilidir.
Peyami Safa demiş ki:
Kavgalar anlamaktan çıkmıyor.
Kavgalar anlamamaktan çıkmıyor.
Kavgalar yanlış anlamaktan da çıkmıyor.
Kavgalar anlamak istememekten çıkıyor.
Çünkü; anlarsan değişmen gerekir.
Kinsun demiş ki:
"Anlaşılmak için kendinizi paralamayın.
Anlaşılmak, biraz da karşınızdakinin sizi ne kadar anlamak istediğiyle alakalı."
Sabahattin Ali de demiş ki:
"Dünyada bana "ne istiyorsun?" Diye sorsalar hiç düşünmeden vereceğim cevap şudur:
"Anlaşılmak istiyorum"."
Mevlana diyor ki:
"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır."
"İnsanlar seni yanlış anladığında korkma. Duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir."
Ernest Renan'a göre ise:
"Bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için geldik."
Anlamaya çalıştığımız, anlaşılabildiğimiz bir yıl olsun.
Çevremizde bizi anlayan ve bizim anladığımız kişiler olsun.








Yorumlar